Çok insan anlayamaz eski mûsıkîmizden
Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden.
Açar altın bir anahtarla rûh ufuklarını,
Hemen yayılmaya başlar sadâ ve nûr akını.
Ve seslenir Büyük Itrî, semâyı örten rûh,
Peşinde dalgalanır bestesiyle Seyyid Nûh,
En mutlu devrede Itrî'ye en yakın bir dost
Işıklı danteleler bestekârı Hâfız Post...
Bu neslin ortada dahîcedir başardığı iş,
Vatan nasıl karışır mûsıkîyle, göstermiş.
Bu yaz kemençeyi bir dinledinse Kanlıca'da,
Baharda bir gece Tanbûru dinle Çamlıca'da.
Bu sazların duyulur her telinde sâde vatan,
Sihirli rüzgâr eser bu topraktan.
Evet bu eski nesil bir şerefli âlem açar,
Duyuşta ince zamanlardan inkırâza kadar.
Yüz elli yıl, sıra dağlar birer birer yücelir
Ve âkıbet; Dede'nin anlı, şanlı devri gelir.
Bu mûsıkîyi o, son kudretiyle parlattı;
Ölünce , ülkede bir muhteşem güneş battı.
Yahya Kemal Beyatlı